DÜNYAYI YÖNETENLER
Gayri Yahudilerin mektep ve kollejlerini birer içtimaî ihtilâl merkezi haline getiriniz. (Yahudi Protokollerinden)
15 TEMMUZ DARBESİ
15 Temmuz 2016 günü mevcut hükümetin düşürülmesi için yapılan askeri darbe vatandaşlarımızın tüm kesimlerinin karşı duruşuyla püskürtülmüştür..
Sabaha kadar süren çatışmalarda vatandaşlardan ve güvenlik güçlerimizden 250 şehit ve binlerce yaralı var. Darbe girişimine kalkışan asi askerler sonunda teslim olmak zorunda kalmış, teslim olmayanlar ise tek tek yakalanarak adalete teslim edilmişlerdir.
Halkımızın Başarısı
Halkımız “Millet İradesi” ni tanımayan ve ABD NATO ‘nun da desteği ile “Ordu içindeki Fetullahçı yapılanmanın” darbe girişimini kahramanca bertaraf etmiştir. Geniş halk kitleleri, ülkenin tüm il ve ilçelerinde darbeye karşı sabahlara kadar nöbet bekleyerek çeşitli gösteriler düzenlenmiş; mevcut iktidara ve Millet iradesine sahip çıkmıştır.
Tanklara, uçaklara ve helikopterlere karşı elindeki bayraklarla engel olmaya çalışan milletimiz gösterdiği kahramanlıkla, tarihteki “Kahraman Osmanlı Ecdadının” torunları olduklarını tüm dünyaya ispatlamıştır.
Neden Kan ve Gözyaşı
Emperyalist devletlerinin çıkarttıkları 1. Dünya Savaşıyla ve 2. Dünya Savaşıyla, zamanın mevcut imparatorluklarını yıkması ve yerlerine kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarını icra eden, (sahte) kahraman ünvanlı siyasetçileri getirerek kurdukları ulus devletleri sömürmeye dayalı düzenlerini ( Yeni Dünya Düzeni) sürdürebilmeleri için; İslam coğrafyasında birçok darbeler ve devrimler gerçekleştirmeleri; söz konusu coğrafyayı kan ve gözyaşına boğmuştur.
Devrim ve Darbeler
Sadece Türkiye değil, diğer İslam devletler ve İslam olmayan birçok devletler de aynı şekilde emperyalizmin “devrim” ve “darbelerine” maruz kalmışlardır.
Emperyalizmin hışmına uğramış devletlerin yakın tarihlerini inceleyecek olursak; aşağı yukarı başlarına gelen “devrimler” ve “darbeler ”in gerekçeleri aynıdır.
Aynı sahte kahramanları görürüsünüz. Aynı baskıları (laiklik adına İslam’ı inkâr) görürüsünüz. Aynı eğitim sistemini görürsünüz. Kendilerine ait hiçbir şey geçerli ve çağdaş olmadığı propagandasını görürsünüz. Petrol zengini ülkelerin petrollerine el konmamış, fakat petrolden elde edilen paraların nasıl kendi bankalarında Londra, Washington ve İsviçre bankalarında adeta ipotek altında imiş gibi tutulduklarını görürsünüz. Yani o petrol paralarını Petrol ihraç eden ülkeler değil, Emperyalist ABD ve İngiltere kullanmaktadır.
Petrol zengini olmayan Türkiye gibi sanayisi gelişmemiş ülkelere ise sanayii ürünlerini satarak; bu sanayii ürünlerini almak için de İMF’den borçlandırarak adeta faiz adı altında “haraç” alınmaktadır.
Faiz Lobisi İMF
Faiz lobisi deyip geçmeyin… AKP yaklaşık 11 yıllık iktidarları döneminde, diğer iktidarlar zamanında verilen faizlere göre 6 milyar lira daha az faiz ödeme yaparak, faiz lobisinin hışmına uğramalarına sebep olmuşlardır.
Bu yüzden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı bir an evvel ülke yönetiminden uzaklaştırarak kurtulmak istemişlerdir.
C.K. -02/08/2016
BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ (BOP)
Diğer bir açıdan,(BOP) Böl Ortalığı Parçala olsa gerek; bugün Ortadoğu ülkelerinin hiç birinin devlet yapısı garanti altında değil; parçalanmaları an meselesi.
ABD’nin projeleri planlanan takvime göre aynen işliyor.
Daha önce de söylediğim gibi, Ortadoğu’da artık büyük devlet olmayacak; feodal, mezhepsel ve etnik yapılara dayalı küçük beylikler, yani şehir devletçikleri olacak.
Avrupa kendi siyasi ve ekonomik varlıklarını birleştirirken, İslam coğrafyasını edebildiğince parçalara ayırmaya çalışmaktadır.
Bu oluşuma karşı gelecek hiçbir gücün olmadığını da çok iyi biliyor ABD.
Ne Çin, ne de Rusya, bu oluşuma karşı çıkmıyor.
Aslında isterlerse çıkabilirler, fakat Rusya’nın ve Çin’in, Ortadoğu’da yapılan bu operasyonları aslında
desteklemektedirler; çünkü söz konusu İslam devletlerinin parçalanmasıdır.
DÜN NE OLMUŞTU
Birinci Dünya savaşından sonra ne olmuştu? Osmanlı toprakları paylaşılmıştı.
Paylaşılan Osmanlı topraklarında siyasi yapı, Batılı Emperyalistler tarafından tasarlanmıştır.
Yani aslında bugün içinde bulunduğumuz siyasi yapılar, Birinci Dünya Savaşı galip devletlerinin eseridirler.
KEMALİZM VE BAAS İDEOLOJİSİ
Türkiye’deki “Kemalizm” ne ise; Ortadoğu ülkelerinde deki siyasi yapı olan “Baas” ta aynı şeydir.
Baas Hareketi: Baas Arap dilinde yeniden diriliş anlamına gelmektedir. 1940 yılında Suriye’de kurulan bu hareketin ilk teorisyenleri Ekrem Havrani ile Mişel Eflak’tır (Eflak, Suriyeli bir Hıristiyan ve bu ideolojinin efsanevi lideridir).( http://www.odevim.org/etiket/baas-rejimi-nedir)
Baas, Arapça’da yeniden diriliş manasına gelir. Ortadoğu’da tek bir Arap devleti kurulmasını hedefleyen sosyalist düşünce sistemidir. Suriye’de ortaya çıkmış ve taraftarlar bulmuştur. Özellikle Irak, Saddam Hüseyin döneminde Baas Rejimi ile yönetilmiş ve Saddam Hüseyin’in devrilmesiyle beraber rejim sona ermiştir. Baas Rejimi’nin iktidarda olduğu tek ülke, Beşar Esad yönetiminde ki Suriye’dir.( http://www.5n1k.net/baas-rejimi-nedir)
Yönetim biçimlerinde ufak ayrılıklar olsa da sistemin “fikri temeli” aynıdır. Yani her iki siyasi yapının (Kemalizm ve Baas) fkiri temeli Laikliğe dayanmaktadır.
Kemalizm ve Basas, Osmanlı coğrafyasındaki ülkelere ve bazı sosyal yapılara yasaklardan başka bir şey getirmemiş olup, bütün sosyal ve etnik yapıları mutlu etmemiş bilakis inanç yapısını, etnik yapılarını inkâr yolunu seçmişlerdir.
Baskı ve yasaklar, bu rejimlerle yönetilen büyük çoğunluğu değil; rejimleri sahiplenen küçük azınlıkları mutlu etmiştir.
Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; Kemalizm, Batı kaynaklı yani Kapitalizm kaynaklı iken Baas, Sosyalizm kaynaklıdır.(Kapitalizmin ve Sosyalizmin biri birinin kardeşleri olduğunu yapılacak bir araştırmada her vatandaş bulabilir.)
KARMAŞALIĞIN SEBEPLERİ VE ABD
Osmanlı topraklarındaki kargaşalığın sebepleri Batı Emperyalistlerin kurdukları rejimlerdir. Çünkü bugün hiçbir etnik ve sosyal gurup bu rejimlerden memnun değildir. Bu memnuniyetsizlik vatandaşların kendi devletlerine olan güvenin yitirilmesine sebep olmuş; Bu güvensizlik ve gayri memnuniyet durum, ABD tarafından iyi değerlendirilmekte ve istediği ülkeyi karıştırmakta ve aynı tarihe, aynı inanca ve aynı ülküye sahip toplumları birbirine kırdırabilmektedir.
Bu memnuniyetsizlik ABD’nin elinde çok güçlü bir silah gibi durmaktadır.
Ortadoğu ülkeleri ve Türkiye hala kendi vatandaşlarını memnun edecek bir anayasal yapıyı oluşturmaktan çok uzak görünmektedirler.
Batı’dan ithal edilen sağcılık-solculuk, laik- anti laik, Türkçülük-Kürtçülük gibi bölünmeler, çeşitli olaylarla ve yapılan yanlış eğitim sistemi ile iyice derinleştirilmiştir. Adeta tarafların birbirine tahammülü olmadığı gibi, birbirilerine güvenleri de kalmamıştır.
İşte ülkemizi yakın gelecekte bekleyen büyük sosyal çatışmanın alt yapısı… Tamamen Batı kaynaklı suni ayrılıklardır.
ŞEHİR DEVLETLERİ
Çok uzak değil yakın gelecekte emperyalist Amerika Ortadoğu’da şehir devletleri kuracaktır. Çünkü son bir asırdır bize sundukları ideolojik yapılar bu zeminin hazırlayıcısı gibi.
YÜKSELEN YILDIZ
Ortadoğu ülkelerinde ve ülkemizin de içinde bulunan ve kendilerini Kürt olarak tanımlayan guruplara ABD, Almanya, İngiltere ve İsrail tarafından yakından ilgi gösterilmektedir.
Şehir devletleri yapılanmasına giden yolda Kürtler bir piyon gibi kullanılmaya çalışılmaktadır.
İran, Kuzey Irak, Türkiye ve Suriye’de bulunan Kürt nüfusu, kapladıkları coğrafyanın genişliği azımsanamayacak büyüklüktedir.
PKK’nın gerek ekonomik ve siyasi olarak çok güçlü bir konuma getirilmek istenmektedir.
Yükseltilmek istenen bu yapıda Kürtlerin sahip olacağı fikri alt yapı kuşkusuz Abdullah Öcalan’ın liderliğinde olacağının ipuçlarını görmemek mümkün değildir.
Bilindiği gibi geçen haftalarda Suriye’deki savaşta Esat güçlerinin boşalttığı bölgeye kuzey Irak’taki Barzani birlikleri ve PKK güçleri kontrolleri altına almışlardır. Burada hâkim güç Barzani değil PKK’nın olduğu asılan bölgeye posterlerden de anlaşılmaktadır.
ABD’NİN NİYETİ
Kısaca siyasi yapıyı Apo’cuların belirleyeceği kesindir. Bu da ABD’nin bölgede aslında ne yapmak istediğinin ipuçlarını ele vermektedir.
Bir taraftan Ortadoğu’nun yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip olmak isteyen ABD, diğer taraftan PKK ile bölgedeki İslami inancı baskı altına almak ve yok etmek istemektedir.
TÜRKİYE’NİN YANLIŞLARI
Bütün bu karmaşık yapıda Türkiye dış politikası ne yapıyor?
Kemalizm ideolojisinden kalan ret etme hastalığımız devam ediyor. Hâlbuki bütün kargaşalığın sebepleri ve memnuniyetsizliğin sebebi ideolojilerin kendi vatandaşlarına uyguladığı “ret etme” olduğunu yukarıdaki satırlarda dile getirmiştik.
Önce ret ediyor sonra ret etmenin vermiş olduğu çarpıklığı gidermek için kuzey Irak liderini ülkemize çağırıyoruz.
Öncelikle bu ret etme hastalığımızdan hemen vaz geçmeli Türkiye ABD’nin, Almanya’nın ve İsrail’in ilgi göstererek Ortadoğu’nun “yükselen yıldızı” haline getirilen Kürtler, bizim vatandaşlarımızdır. Daha 80 yıl öncesinde Kuzey Irak’ta, Suriye’de bizimdi. Yani bu coğrafya ve bu insanlar bizim. Ama İttihatçı zihniyetinden kalan ırkçılığımız ve inkârcılığımız depreşmekte ve kendi ülkemizi ve kendi vatandaşlarımızı kendimize küstürüp ABD’nin dolaysı ile PKK’nın kucağına atmaktayız.
İLK ŞEHİR DEVLETİ LAZKİYE ‘Mİ OLACAK
Suriye’den gelen en son haberlere göre Baas partisinin lazkiye’ye bağlı Sunni köylere bildiri dağıtarak; köylerin boşaltılması istenmiş. İlgili haber şöyle:
Son günlerde sıkça konuşulan Suriye'nin parçalanması senaryoları ve 'Nusayri devleti' projesi için bazı adımların atıldığı haberleri geliyor.
Suriye'de kanlı çatışmalar devam ederken, sadece bölgesel güçler ve uluslararası aktörler değil, Baas rejimi de devrim sonrasının planlarını yapıyor.
Kaynaklar, Şebbihaların Sünni köyleri boşaltarak bölgede demografik ağırlığın Nusayri tarafına geçmesi için çalıştığını belirtti. Suriyeli Nusayrilerin en fazla nüfusa sahip olduğu Akdeniz kıyısındaki Lazkiye'nin Tartus bölgesinde Rus üssü bulunması şehrin stratejik önemini artırıyor(Aktif Haber)
SONUÇ
Osmanlı coğrafyasındaki siyasi yapıların (ideolojilerin) kendi insan topluluklarına vermiş olduğu memnuniyetsizlik, Emperyalizmin yayılma politikalarına zemin hazırlayarak işini kolaylaştırmaktadır.
Cengizhan2 (05/08/2012)