EĞİTİM
KARMA EĞİTİM
Giriş:
Türkiye’de demokrasi geliştikçe, vesayet döneminden kalma bozulan eğitim sistemi de değişiyor. Sivilleşiyor. Ve asli hüviyetine dönüyor.
Yakın zamanlara kadar “katsayı adaletsizliği” nedeniyle modern eğitim sisteminin önemli şartlarından olan fırsat eşitliği ciddi yara almış, Türkiye’de “iktidar elitleri tarafından” hazırlanan yasalarla ve uygulamalarla eğitim sistemi akılcı olmaktan çıkmış ideolojik bir aygıta dönüştürülmüştür.
Mili Güvenlik dersi gibi askeri baskı dönemlerinde eğitim sistemiyle alakası olmayan birçok uygulamalara girilmiştir. Avrupa’da ve Türkiye’de Karma Eğitimin Doğuşu 1999 yılında Türkiye’de karma eğitim politikası, artık bir tercih olmaktan çok bir zorunluluk haline getirilmiştir.
Tamda bu yılarda Amerika, Kanada, ve Avrupa ülkelerinde karma eğitim uygulamasının verimliliği ve öğrencilerin başarısı ölçülüp tartışılırken.( Eğitime Bakış,Eğitim Öğretim ve Bilim araştırma dergisi Ocak 2012 sayısı) Karma Eğitimin Kısa Tarihi Eğitim sistemlerinin tarihi incelendiğinde, eskiden çoğu ülkede kız-erkek ayrı eğitimin uygulandığı görülmektedir.
Ekonomik kısıtlamalar, karma eğitimi gerektirmesine rağmen gerek ideolojik ve gerekse dini nedenlerle ayrı eğitim daha çok tercih edilmiştir. Fakat demokratik hareketler eğitimde eşitlik ilkesini güçlendirdiği ve karma eğitimin de bu eşitliğin bir göstergesi olarak değerlendirildiği için karma eğitim uygulaması yaygınlaşmaya başlamıştır. (Faulstich-Wieland,2004)
Osmanlılarda karma eğitim uygulaması, “Tanzimat yıllarına kadar kız ve erkek çocuklar 5-6 yaşlarından itibaren sıbyan mektebine beraberce giderek burada 3-4 yıl kadar birlikte öğrenim görmeleri” (Akyüz 1999) ile sınırlıdır. Cumhuriyetin ilanından sonra karma eğitim, 1924 yılında ilkokullarda ve 1927 yılında da ortaöğretimde başlamıştır. (Özkaya 2003)
Türkiye’de karma eğitimin adeta bir ideoloji gibi dayatılması 2000’li yıllara rastlar. İlginçtir ki, aynı yıllarda Almanya’nın Kuzey Rheinwestafalen eyaletinin Eğitim ve Bilim bakanı, okullara birer yazı göndererek, imkânları ölçüsünde ve kademeli olarak ayrı eğitime geçmelerini emretmiştir. (www. İslamustundur.com.)
Avrupa’da Karma Eğitim Batı Avrupa’da karma eğitim ilk defa Reform hareketlerinden sonra Protestan gurupların, erkeklerin yanı sıra kızlara da din eğitimi vermek istemeleriyle ortaya çıkmıştır. Bu uygulama İskoçya, İngiltere ve Amerika’da zaman içersinde yaygınlaştı (Wikipedia 2011) Son yıllarda özellikle feminist hareket karma eğitimi sorgulamaya başladı. Bu sorgulamadaki temel gerekçe ise karma okullarda kız çocukların dezavantaj durumda olmasıydı.
Ülkemizde ilk kez 1927–1928 öğretim yılı başında karma eğitime geçildi. 1934–1935 eğitim öğretim yılında ise tek lisesi bulunan merkezlerde, ülke çapında 19 lisede karma eğitim başlatıldı.( Tezcan, 1996:304)
1973 yılında çıkarılan ve bazı değişikliklerle birlikte halen yürürlükte olan 1739 Milli Eğitim Temel Kanununun ikinci bölümünde Türk Eğitimin Temel ilkeleri belirtilmiştir. Bu temel ilkenin XII.’si “karma eğitim” ilkesidir. Bu ilkeye göre “okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorluklarına göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir.” (Eğitime Bakış, Ocak 2012 sayı 22)
Bilimsel Çalışmalar Trickett ve arkadaşları (1982) ise; Amerika Birleşik Devletlerinde karma ve ayrı eğitim veren 15 okulun normatif çevrelerini inceleyen bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada “Sınıf Çevresi ölçeği” ve “Öğrenci deneyim Anketi” kullanmışlardır.
Araştırmada elde edilen bulgulara göre; ayrı eğitim veren okulların, karma eğitim veren okullara aranla daha fazla akademik yönlendirmeye, daha yüksek beklentilere ve rekabete sahip olarak algılandığı sonucuna varılmıştır. Lee ve Brayk (1986) 75 karma eğitim ve 45 ayrı (tek cinsiyetli) eğitim yapan lisede toplam 1807 öğrenci üzerinde yaptıkları araştırmada karma eğitim ve tek cinsiyetli eğitim akdemik başarı ve akademik kazanımlar açısında karşılaştırmışlardır. Araştırmalarda; tek cinsiyetli okulların özellikle kız öğrencilere belirgin avantajlar sunduğu sonucuna varmışlardır. (Eğitime Bakış,Ocak 2012 sayı 22)
Karma Eğitimin İdeolojisi Türk Eğitim Sitemine olağanüstü bir dönemde dâhil edilen karma eğitim uygulaması, bilimsel ve pedagojik bir ilke veya gereklilik olmaktan ziyade, ideolojik bir dayatma ve politik bir tercih gibi görünmektedir. Karma eğitim uygulamasının, çocukların akademik ve sosyal gelişiminde yarar sağladığına dair net bir kanıtlar yoktur. Aksine, özellikle cinsel içerikli olumsuz öğrenci davranışları ile bu uygulama arasında ilişkili olduğundan kuşkulanılmaktadır.
Tek başına bu kuşku bile, karma eğitim konusunun masaya yatırılma zamanın geldiğini göstermeye yeterlidir.
BİR ANI
Yeri gelmişken, karma eğitimin öğrenciler üzerindeki olumsuzluğu yaşamış bir eğitimci olarak bir anımı nakledeyim.
İdareci olarak görev yaptığım okulun 8. sınıf mevcudu çok azdı. (11 Öğrenci), sınıfta tek bir kız öğrenci vardı. Kız öğrencinin moralinin zaman zaman bozuk olduğunu, gözlemliyordum. Belki ailevi sorunları vardır diyerek pek araştırmadım. Bir gün ağlayarak müdür odasına geldi. “Ne var kızım, ne oldu?” diye sorduğumda; erkek arkadaşlarının cep telefonu ile sürekli fotoğrafını çekmeye ( yere eğildiğimde arkamdan takip etmeye) çalıştıklarını anlattı. Kim bunu yapan deyince; sınıfın mevcudunun yarısının( 5 öğrenci) isimlerini saydı. İnanamamıştım; gerekli soruşturmayı yaptığımda işin ciddi olduğunu anladım; gerekli uyarıları yaparak kız öğrenciye gerekli psikolojik destek verme kararı aldık. Karma eğitimin olumsuzluklarıyla ilk defa böyle tanışmıştım. O günden sonra erkek öğrencilerin de olumsuz etkileneceklerini düşünmeye başladım. Özellikle kadına, toplumun temel taşı ailenin en önemli bir öğesi olan ve “anne” olacak bir kız çocuğa erkeklerin bakış açılarının nasıl gelişeceğini merak etmeye başladım. “Kız” onlar için neyi ifade edecekti…? (editör)
Ulusalcılık ve Eğitim Bir örgüt olarak devlet; başta vatandaşlarının can güvenliğini olmak üzere her türlü ihtiyacının karşılanmasında görevli olması gerekirken; Ulus –Devletlerin ideolojileri gereği bunun tam tersini yapmışlardır. Yani vatandaşını olduğu gibi ( dini, kültürü, etnik yapısı) kabul etmeyerek onu belli kalıplara göre yetiştirmeye çalışmıştır. Ulus devlet yapısı, insanı tek tip ve tek ırk ve tek inanca sahip olarak kabul eder. Tek tip insan yaratmak için de eğitimi kullanmış ve eğitimi kendine göre dizayn etmiştir; vatandaşının ihtiyaçlarına göre değil.
Ulus devlet modelinde eğitim, devletin yaratmaya çalıştığı standart insan tipine ulaşma isteğinin en önemli kurumu olduğundan devletin kendini tesisi etme, sürdürme ve var etme projesi (Akay, 2005,32) veya aracıdır.
Ulus devlet modelinde, “eğitim ve iktidar, ayrılmaz bir ikili terimidir.(Apple and Christian-Simth)
Ulus devlet modelinde öğrenciler, ebeveynlere bırakılamazlar, onlar okullar aracılığıyla devletin çocukları haline getirilirler.
Bu durumda “okula ideoloji girmemelidir” söyleminin zımmi anlamı, “eğitim sahasına siyasi iktidar müdahale etmemelidir.” Olsa gerekir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında “halka rağmen halk için” anlayışına göre yapılandırılan Türk Milli Eğitim Sistemi bu özelliğini hala muhafaza etmektedir. (Doç.Dr B. Akpınar)
Karma Eğitimin Zararları Dünyada ve Türkiye’de karma eğitimin uygulamada yol açtığı veya en azından ilişkili olduğu düşünülen bir çok sorun, yazılı ve görsel basında yer almaktadır. Karma eğitime yönelik bu sorunlar, taciz, cinsel sapıklıklar ve davranış bozukluklarına yol açma dikkat ve motivasyon düşüklüğüne bağlı akademik başarıda düşüş şeklinde özetlenebilir.
New York Harlem’de 2003’te yapılan bir çalışmada, ergenlik çağındaki kız çocuklarında hamile kalma oranı sadece kızların okuduğu okullarda 40’ta 1 iken; bu oran karma eğitim veren okullarda 3/1’e yükselmektedir.( Zaman 2007)
İngiltere’de okulları denetleyen ve inceleyen bir merkez olan Ofsted’in araştırmasına göre, eğitimde yapılması gereken ilk şey, kız ve erkek öğrencileri farklı sınıflarda okumaktır. ( Sabah 2007)
Konuyla ilgili istatistikler, karma eğitimin, en büyük gerekçesi olarak sunulan eğitimde eşitli’ ilkesine hizmet etmediği göstermektedir.(Der Spiegel,2001)
YÜZYILIN PDEGOJİK YANLIŞI
Batı’da “karma eğitim” masaya yatırıldı, sorgulandı, yol açtığı aksaklıklar araştırmalarla ortaya kondu. Karma eğitim, “ Yüzyılın en büyük pedagojik yanlışı”, “pedagojik ham ölü” olarak nitelendirildi. Gün geçmiyor ki kız- erkek karışık eğitimin daha fazla zararları keşfedilmesin. Karma eğitim, bilindiği gibi 68 kuşağının bir projesi idi ve sosyal hayatta kadın erkek eşitliği sağlamak istiyordu. Bir nesil 20 dir. 90’ lı yıllara gelindiğinde karma eğitimin uygulandığı kadınların erkekler kadar toplumda yükselmediği, aynı işi yapan kadınların erkeklere göre daha az para kazandığı, eşitliğin sağlanmadığı ortaya çıkınca karma eğitim masaya yatırıldı. Cambrid Üniversitesinde araştırmalar yapan psikolog Prof. Simon Baron Cohen, kız ve erkeklerin yaratılışının farklı olduğunu söylüyor. “ daha ilk günden farklı. Kadın erkek dünyaya farklı beyinlerle geliyor. Erkeklerin beyni dünyayı sistematik olarak algılıyor. Buna karşılık kadın beyni duyarlılık ve empti yapacak şekilde yaratılmıştır. Kadınlar konuşma sırasında erkeklere göre daha çok göz kontağı kurarlar. Kızlar, erkek çocuklara göre konuşmaya daha erken başlar. Kadınlar dil konusunda daha yeteneklidir. Almanya’da Karma Eğitim rafa kaldırıldı. Almanya’da devlet okullarındaki karma eğitim mecburiyeti 2001’de kaldırıldı. (Eğitime Bakış, Ocak 2012 sayı 22)
İSTATİSTİKLER, KARMA EĞİTİMİN EŞİTLİK SAĞLAMADIĞINI SÖYLÜYOR
Araştırmaların hepsi, karma eğitimin toplumda kadın erkek eşitliğine hizmet etmediğini, kadınların ezilmesini ve horlanmasını önlemediğini, aksine sistematik hale getirdiğini gösteriyor. Meselâ: Almanya üniversitelerinde elektro teknik alanında öğrenim gören kızların oranı % 4. Federal Almanya’da, kadınların sadece % 7’si mühendis. Akademisyenler arasında kadınlar, erkeklere göre daha fazla işsiz kalıyor. Bilim adamları arasında kadınların oranı sadece % 6. Almanya’da çeşitli meslek dallarındaki “kadın doçent”lerin erkeklere oranı şöyle: “İnşaat yüksek mühendisi kadın doçent % 1.6. Kimya doçenti % 4.5 Hukuk doçenti % 6.5 Tıp doçenti % 8.3 Felsefe doçenti % 9.3 Tarih doçenti % 10.4 Roman dilleri doçenti % 19.1 Eğitim Bilimleri doçenti % 23.5” Fizik alanında: 35 erkek profesör kürsü sahibi, sadece 3 kadın profesör kürsü sahibi. (Der Spiegel,sayı 2, 2001) Halbuki yüksek öğretimde kız öğrencilerin erkeklere oranı neredeyse % 50’yi buluyor. Ama yüksek kademelere ve toplumun tepe noktalarına gelme yarışında kadınlar geride kalıyor. Kadınların fizik, kimya, bilgisayar mühendisliği gibi çok para kazandıran mesleklerde başarısızlığı, onları dezavantaj sahibi yapıyor. Toplumun tepe noktalarına gelen kadın oranı çok az. Hem de karma eğitimi, reform olarak görenlerin yüzünü kızartacak kadar az. Size birkaç istatistik sonucu sunmak isterim:
ZİRVEDEKİLER
1980 1985 1990 1995 1999 Yüksek okul öğrencisi: % 47.5 % 49 % 49.5 % 53.4 % 54.8 Yüksek okul bitiren: % 34.1 % 36.8 % 36.5 % 40.7 % 43.5 Doktora yapan: % 19.6 % 24.1 % 27.8 % 31.5 % 33.4 Doçent: % 5.4 % 7.2 % 10 % 13.8 % 17.7 Profesör: % 5.2 % 5.1 % 5.5 % 4.8 % 6.3 Kuzey Rheinwestfalen Eyaletinde lise bitirme dersi olarak kızlar: Fizik % 12 Kimya % 35 Resim % 71 Almanca % 69 oranında seçiyor. (Karma Eğitim, sh.48) ÜST DÜZEY YÖNETİCİ KADIN: Türkiye % 4 ABD % 2.4 Almanya % 3 İngiltere % 2 Japonya % 1 (Hürriyet, 9 Eylül 2001) MECLİSTE KADIN İsveç % 40 Güney Afrika % 25 Mozambik % 25 Uganda % 17.4 Meksika % 14 Polonya % 13 Türkiye % 2.4 ( Vakit, 8 Mart 2002) NOBEL ÖDÜLÜ 2001 yılına kadar 690 erkek, 29 kadın Nobel ödülü aldı. (Der Spiegel, sayı 42, sh. 72, 2001)
TÜRKİYE’DE KADIN OLMAK
Eğitimde karnemiz hiç iyi değil. Özellikle kadınların eğitimi konusunda oldukça kötü bir karneye sahibiz. Kadınların durumunu yansıtan bir istatistik, yolun neresinde olduğumuzu çok net olarak ortaya koyuyor. Kadınlarımızın: % 1.9 üniversite mezunu % 6’sı lise mezunu % 28’i okuma yazma bilmez % 25’i ailesi tarafından okula gönderilmemiş. Eğitim görenlerin: % 28.6’sı teknik alanda % 65’i dil ve edebiyat alanında eğitim görmüş. % 29.6’sı dayak yiyor. % 50’si haklı sebepler olursa dayak yenebileceğini savunuyor. (Türkiye’de Kadın Olmak, 25. 4. 2002, Internet bilgisi) Kadınlarımız, özellikle daha iyi para kazandıran bilgisayar, matematik, kimya ve fizik mühendisliği gibi alanlarda yoklar. Bu alanlarda erkek hakimiyeti var.
TÜRKİYE’DE ÇOCUKLARIN EĞİTİM DURUMU
Kızlar, okullarda fizik, kimya, matematik, spor, el işi, bilgisayar alanlarında genel olarak erkeklerle yarışmayı göze almıyor. Yarış olduğunda geri çekiliyorlar ve hakimiyet erkeklere geçiyor. Halbuki kız okullarında öğrencilerin bu dersleri kendi aralarında yarışırken başarılı olduğunu gösteriyor. Bizde yönlendirme bir tarafa çocuk eğitimden sınıfta kalmış durumdayız. Bir araştırmaya göre çocukların: % 29 okula gitmiyor. % 38’i cinsel istismara uğruyor. % 21’i okuma yazma bilmiyor. 20 bin çocuk sokakta. Her yıl 125 bin çocuk okuma yazma öğrenmeden zorunlu eğitim çağının dışına çıkıyor. 6 milyon çocuk çalışıyor. (Karma Eğitim. S. 150.)
YEDİ TEPE ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMASINA GÖRE CİNSEL TACİZ
Karma eğitim, okullarda cinsel tacizlere de yol açıyor. Bu konuda ülkemizde de yapılan araştırmalar var. 17-27 yaşları arasındaki 532 üniversiteli kız öğrenci üzerinde yapılan araştırmalara göre kızların: % 32’si tecavüze uğramış. Oran 1/3. (Zaman, 6.01.2002) Almanya’da bu oran, % 25. ( 10.01.2002 tarihli Spiegel Online) Ülkemizde kadınlar, % 34 oranında fiziksel tacize uğruyor. Fransa bu oran % 95. Amerika’da ise bir yılda 4 bin kadın dövülerek hayatını kaybediyor. 4 milyon kadın eşinden dayak yiyor. Her 15 dakikada 1 kadın tecavüze uğruyor. ( Vakit, 8 Mart 2002) AMERİKA’DA A. E CASEY Vakfı Araştırması: İlkokul ikiden lise sona kadar 4.200 öğrenci üzerinde yapılan araştıramaya göre kızlar: % 39 oranında her gün tacize uğruyor. % 29’u en az haftada bir taciz görüyor. % 89 oranında kız öğrenci, lâf veya geriden hareketle okulda tacize uğruyor. 13-19 yaş grubu arasında bekar kızların doğum oranında % 16 artış olmuş. İdareye şikâyet halinde takip oranı % 55. (Vakit, 12 Mart 2001)
ERKEK ÖĞRENCİ GİREMEZ
Batıda eğitime yaklaşma biçimi ideolojik değil, pragmatik. Karma eğitime bir dizi tepki var. Orada zaten özel okullar ve kilise okulları ayrı eğitim veriyor. Meselâ, Amerika’daki Wellesley Kız Üniversitesi ve diğer kız okulları, bu araştırmalardan sonra öğrenci akınına uğradı. Bu üniversitede Amerika’nın eski First Lady’si Hillary Clinton ve ABD dışişleri eski bakanı Madeleine Korbel Albright, ünlü artist Ali McGraw gibi ünlüler öğrenim görmüş. Wellesley Kolejinin, Amerika’nın Harvard ve Yale gibi diğer süper üniversiteleri arasındaki tek bir fark var: “Wellesley’e erkek öğrenci giremez. Kolej, bir bayanlar üniversitesi.” Amerika’da bugün 84 bayan üniversitesi bulunuyor. Şu sıralar bu okullar, öğrenci akınına uğruyor. Çelik şehri Pittsburg’da bulunan Chatham Koleji’ne bu yıl müthiş bir akın var, öğrenci sayısı geçen yıla oranla % 30 arttı. Federal Devlet North Carolina’da bulunan Salem Coleji’ne 1990 yılına oranla % 70 oranında daha fazla kız öğrenci baş vurdu. Aralarında Wellesley’in bulunduğu, geleneksel zenginlikleri bulunan “Yedi Kardeşler Kız Üniversiteleri”ne baş vuran öğrenci sayısı, genel olarak iki kat arttı. Bu okullarda aşağı yukarı 20 bin öğrenci okuyor.
Giriş:
Türkiye’de demokrasi geliştikçe, vesayet döneminden kalma bozulan eğitim sistemi de değişiyor. Sivilleşiyor. Ve asli hüviyetine dönüyor.
Yakın zamanlara kadar “katsayı adaletsizliği” nedeniyle modern eğitim sisteminin önemli şartlarından olan fırsat eşitliği ciddi yara almış, Türkiye’de “iktidar elitleri tarafından” hazırlanan yasalarla ve uygulamalarla eğitim sistemi akılcı olmaktan çıkmış ideolojik bir aygıta dönüştürülmüştür.
Mili Güvenlik dersi gibi askeri baskı dönemlerinde eğitim sistemiyle alakası olmayan birçok uygulamalara girilmiştir. Avrupa’da ve Türkiye’de Karma Eğitimin Doğuşu 1999 yılında Türkiye’de karma eğitim politikası, artık bir tercih olmaktan çok bir zorunluluk haline getirilmiştir.
Tamda bu yılarda Amerika, Kanada, ve Avrupa ülkelerinde karma eğitim uygulamasının verimliliği ve öğrencilerin başarısı ölçülüp tartışılırken.( Eğitime Bakış,Eğitim Öğretim ve Bilim araştırma dergisi Ocak 2012 sayısı) Karma Eğitimin Kısa Tarihi Eğitim sistemlerinin tarihi incelendiğinde, eskiden çoğu ülkede kız-erkek ayrı eğitimin uygulandığı görülmektedir.
Ekonomik kısıtlamalar, karma eğitimi gerektirmesine rağmen gerek ideolojik ve gerekse dini nedenlerle ayrı eğitim daha çok tercih edilmiştir. Fakat demokratik hareketler eğitimde eşitlik ilkesini güçlendirdiği ve karma eğitimin de bu eşitliğin bir göstergesi olarak değerlendirildiği için karma eğitim uygulaması yaygınlaşmaya başlamıştır. (Faulstich-Wieland,2004)
Osmanlılarda karma eğitim uygulaması, “Tanzimat yıllarına kadar kız ve erkek çocuklar 5-6 yaşlarından itibaren sıbyan mektebine beraberce giderek burada 3-4 yıl kadar birlikte öğrenim görmeleri” (Akyüz 1999) ile sınırlıdır. Cumhuriyetin ilanından sonra karma eğitim, 1924 yılında ilkokullarda ve 1927 yılında da ortaöğretimde başlamıştır. (Özkaya 2003)
Türkiye’de karma eğitimin adeta bir ideoloji gibi dayatılması 2000’li yıllara rastlar. İlginçtir ki, aynı yıllarda Almanya’nın Kuzey Rheinwestafalen eyaletinin Eğitim ve Bilim bakanı, okullara birer yazı göndererek, imkânları ölçüsünde ve kademeli olarak ayrı eğitime geçmelerini emretmiştir. (www. İslamustundur.com.)
Avrupa’da Karma Eğitim Batı Avrupa’da karma eğitim ilk defa Reform hareketlerinden sonra Protestan gurupların, erkeklerin yanı sıra kızlara da din eğitimi vermek istemeleriyle ortaya çıkmıştır. Bu uygulama İskoçya, İngiltere ve Amerika’da zaman içersinde yaygınlaştı (Wikipedia 2011) Son yıllarda özellikle feminist hareket karma eğitimi sorgulamaya başladı. Bu sorgulamadaki temel gerekçe ise karma okullarda kız çocukların dezavantaj durumda olmasıydı.
Ülkemizde ilk kez 1927–1928 öğretim yılı başında karma eğitime geçildi. 1934–1935 eğitim öğretim yılında ise tek lisesi bulunan merkezlerde, ülke çapında 19 lisede karma eğitim başlatıldı.( Tezcan, 1996:304)
1973 yılında çıkarılan ve bazı değişikliklerle birlikte halen yürürlükte olan 1739 Milli Eğitim Temel Kanununun ikinci bölümünde Türk Eğitimin Temel ilkeleri belirtilmiştir. Bu temel ilkenin XII.’si “karma eğitim” ilkesidir. Bu ilkeye göre “okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorluklarına göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir.” (Eğitime Bakış, Ocak 2012 sayı 22)
Bilimsel Çalışmalar Trickett ve arkadaşları (1982) ise; Amerika Birleşik Devletlerinde karma ve ayrı eğitim veren 15 okulun normatif çevrelerini inceleyen bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada “Sınıf Çevresi ölçeği” ve “Öğrenci deneyim Anketi” kullanmışlardır.
Araştırmada elde edilen bulgulara göre; ayrı eğitim veren okulların, karma eğitim veren okullara aranla daha fazla akademik yönlendirmeye, daha yüksek beklentilere ve rekabete sahip olarak algılandığı sonucuna varılmıştır. Lee ve Brayk (1986) 75 karma eğitim ve 45 ayrı (tek cinsiyetli) eğitim yapan lisede toplam 1807 öğrenci üzerinde yaptıkları araştırmada karma eğitim ve tek cinsiyetli eğitim akdemik başarı ve akademik kazanımlar açısında karşılaştırmışlardır. Araştırmalarda; tek cinsiyetli okulların özellikle kız öğrencilere belirgin avantajlar sunduğu sonucuna varmışlardır. (Eğitime Bakış,Ocak 2012 sayı 22)
Karma Eğitimin İdeolojisi Türk Eğitim Sitemine olağanüstü bir dönemde dâhil edilen karma eğitim uygulaması, bilimsel ve pedagojik bir ilke veya gereklilik olmaktan ziyade, ideolojik bir dayatma ve politik bir tercih gibi görünmektedir. Karma eğitim uygulamasının, çocukların akademik ve sosyal gelişiminde yarar sağladığına dair net bir kanıtlar yoktur. Aksine, özellikle cinsel içerikli olumsuz öğrenci davranışları ile bu uygulama arasında ilişkili olduğundan kuşkulanılmaktadır.
Tek başına bu kuşku bile, karma eğitim konusunun masaya yatırılma zamanın geldiğini göstermeye yeterlidir.
BİR ANI
Yeri gelmişken, karma eğitimin öğrenciler üzerindeki olumsuzluğu yaşamış bir eğitimci olarak bir anımı nakledeyim.
İdareci olarak görev yaptığım okulun 8. sınıf mevcudu çok azdı. (11 Öğrenci), sınıfta tek bir kız öğrenci vardı. Kız öğrencinin moralinin zaman zaman bozuk olduğunu, gözlemliyordum. Belki ailevi sorunları vardır diyerek pek araştırmadım. Bir gün ağlayarak müdür odasına geldi. “Ne var kızım, ne oldu?” diye sorduğumda; erkek arkadaşlarının cep telefonu ile sürekli fotoğrafını çekmeye ( yere eğildiğimde arkamdan takip etmeye) çalıştıklarını anlattı. Kim bunu yapan deyince; sınıfın mevcudunun yarısının( 5 öğrenci) isimlerini saydı. İnanamamıştım; gerekli soruşturmayı yaptığımda işin ciddi olduğunu anladım; gerekli uyarıları yaparak kız öğrenciye gerekli psikolojik destek verme kararı aldık. Karma eğitimin olumsuzluklarıyla ilk defa böyle tanışmıştım. O günden sonra erkek öğrencilerin de olumsuz etkileneceklerini düşünmeye başladım. Özellikle kadına, toplumun temel taşı ailenin en önemli bir öğesi olan ve “anne” olacak bir kız çocuğa erkeklerin bakış açılarının nasıl gelişeceğini merak etmeye başladım. “Kız” onlar için neyi ifade edecekti…? (editör)
Ulusalcılık ve Eğitim Bir örgüt olarak devlet; başta vatandaşlarının can güvenliğini olmak üzere her türlü ihtiyacının karşılanmasında görevli olması gerekirken; Ulus –Devletlerin ideolojileri gereği bunun tam tersini yapmışlardır. Yani vatandaşını olduğu gibi ( dini, kültürü, etnik yapısı) kabul etmeyerek onu belli kalıplara göre yetiştirmeye çalışmıştır. Ulus devlet yapısı, insanı tek tip ve tek ırk ve tek inanca sahip olarak kabul eder. Tek tip insan yaratmak için de eğitimi kullanmış ve eğitimi kendine göre dizayn etmiştir; vatandaşının ihtiyaçlarına göre değil.
Ulus devlet modelinde eğitim, devletin yaratmaya çalıştığı standart insan tipine ulaşma isteğinin en önemli kurumu olduğundan devletin kendini tesisi etme, sürdürme ve var etme projesi (Akay, 2005,32) veya aracıdır.
Ulus devlet modelinde, “eğitim ve iktidar, ayrılmaz bir ikili terimidir.(Apple and Christian-Simth)
Ulus devlet modelinde öğrenciler, ebeveynlere bırakılamazlar, onlar okullar aracılığıyla devletin çocukları haline getirilirler.
Bu durumda “okula ideoloji girmemelidir” söyleminin zımmi anlamı, “eğitim sahasına siyasi iktidar müdahale etmemelidir.” Olsa gerekir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında “halka rağmen halk için” anlayışına göre yapılandırılan Türk Milli Eğitim Sistemi bu özelliğini hala muhafaza etmektedir. (Doç.Dr B. Akpınar)
Karma Eğitimin Zararları Dünyada ve Türkiye’de karma eğitimin uygulamada yol açtığı veya en azından ilişkili olduğu düşünülen bir çok sorun, yazılı ve görsel basında yer almaktadır. Karma eğitime yönelik bu sorunlar, taciz, cinsel sapıklıklar ve davranış bozukluklarına yol açma dikkat ve motivasyon düşüklüğüne bağlı akademik başarıda düşüş şeklinde özetlenebilir.
New York Harlem’de 2003’te yapılan bir çalışmada, ergenlik çağındaki kız çocuklarında hamile kalma oranı sadece kızların okuduğu okullarda 40’ta 1 iken; bu oran karma eğitim veren okullarda 3/1’e yükselmektedir.( Zaman 2007)
İngiltere’de okulları denetleyen ve inceleyen bir merkez olan Ofsted’in araştırmasına göre, eğitimde yapılması gereken ilk şey, kız ve erkek öğrencileri farklı sınıflarda okumaktır. ( Sabah 2007)
Konuyla ilgili istatistikler, karma eğitimin, en büyük gerekçesi olarak sunulan eğitimde eşitli’ ilkesine hizmet etmediği göstermektedir.(Der Spiegel,2001)
YÜZYILIN PDEGOJİK YANLIŞI
Batı’da “karma eğitim” masaya yatırıldı, sorgulandı, yol açtığı aksaklıklar araştırmalarla ortaya kondu. Karma eğitim, “ Yüzyılın en büyük pedagojik yanlışı”, “pedagojik ham ölü” olarak nitelendirildi. Gün geçmiyor ki kız- erkek karışık eğitimin daha fazla zararları keşfedilmesin. Karma eğitim, bilindiği gibi 68 kuşağının bir projesi idi ve sosyal hayatta kadın erkek eşitliği sağlamak istiyordu. Bir nesil 20 dir. 90’ lı yıllara gelindiğinde karma eğitimin uygulandığı kadınların erkekler kadar toplumda yükselmediği, aynı işi yapan kadınların erkeklere göre daha az para kazandığı, eşitliğin sağlanmadığı ortaya çıkınca karma eğitim masaya yatırıldı. Cambrid Üniversitesinde araştırmalar yapan psikolog Prof. Simon Baron Cohen, kız ve erkeklerin yaratılışının farklı olduğunu söylüyor. “ daha ilk günden farklı. Kadın erkek dünyaya farklı beyinlerle geliyor. Erkeklerin beyni dünyayı sistematik olarak algılıyor. Buna karşılık kadın beyni duyarlılık ve empti yapacak şekilde yaratılmıştır. Kadınlar konuşma sırasında erkeklere göre daha çok göz kontağı kurarlar. Kızlar, erkek çocuklara göre konuşmaya daha erken başlar. Kadınlar dil konusunda daha yeteneklidir. Almanya’da Karma Eğitim rafa kaldırıldı. Almanya’da devlet okullarındaki karma eğitim mecburiyeti 2001’de kaldırıldı. (Eğitime Bakış, Ocak 2012 sayı 22)
İSTATİSTİKLER, KARMA EĞİTİMİN EŞİTLİK SAĞLAMADIĞINI SÖYLÜYOR
Araştırmaların hepsi, karma eğitimin toplumda kadın erkek eşitliğine hizmet etmediğini, kadınların ezilmesini ve horlanmasını önlemediğini, aksine sistematik hale getirdiğini gösteriyor. Meselâ: Almanya üniversitelerinde elektro teknik alanında öğrenim gören kızların oranı % 4. Federal Almanya’da, kadınların sadece % 7’si mühendis. Akademisyenler arasında kadınlar, erkeklere göre daha fazla işsiz kalıyor. Bilim adamları arasında kadınların oranı sadece % 6. Almanya’da çeşitli meslek dallarındaki “kadın doçent”lerin erkeklere oranı şöyle: “İnşaat yüksek mühendisi kadın doçent % 1.6. Kimya doçenti % 4.5 Hukuk doçenti % 6.5 Tıp doçenti % 8.3 Felsefe doçenti % 9.3 Tarih doçenti % 10.4 Roman dilleri doçenti % 19.1 Eğitim Bilimleri doçenti % 23.5” Fizik alanında: 35 erkek profesör kürsü sahibi, sadece 3 kadın profesör kürsü sahibi. (Der Spiegel,sayı 2, 2001) Halbuki yüksek öğretimde kız öğrencilerin erkeklere oranı neredeyse % 50’yi buluyor. Ama yüksek kademelere ve toplumun tepe noktalarına gelme yarışında kadınlar geride kalıyor. Kadınların fizik, kimya, bilgisayar mühendisliği gibi çok para kazandıran mesleklerde başarısızlığı, onları dezavantaj sahibi yapıyor. Toplumun tepe noktalarına gelen kadın oranı çok az. Hem de karma eğitimi, reform olarak görenlerin yüzünü kızartacak kadar az. Size birkaç istatistik sonucu sunmak isterim:
ZİRVEDEKİLER
1980 1985 1990 1995 1999 Yüksek okul öğrencisi: % 47.5 % 49 % 49.5 % 53.4 % 54.8 Yüksek okul bitiren: % 34.1 % 36.8 % 36.5 % 40.7 % 43.5 Doktora yapan: % 19.6 % 24.1 % 27.8 % 31.5 % 33.4 Doçent: % 5.4 % 7.2 % 10 % 13.8 % 17.7 Profesör: % 5.2 % 5.1 % 5.5 % 4.8 % 6.3 Kuzey Rheinwestfalen Eyaletinde lise bitirme dersi olarak kızlar: Fizik % 12 Kimya % 35 Resim % 71 Almanca % 69 oranında seçiyor. (Karma Eğitim, sh.48) ÜST DÜZEY YÖNETİCİ KADIN: Türkiye % 4 ABD % 2.4 Almanya % 3 İngiltere % 2 Japonya % 1 (Hürriyet, 9 Eylül 2001) MECLİSTE KADIN İsveç % 40 Güney Afrika % 25 Mozambik % 25 Uganda % 17.4 Meksika % 14 Polonya % 13 Türkiye % 2.4 ( Vakit, 8 Mart 2002) NOBEL ÖDÜLÜ 2001 yılına kadar 690 erkek, 29 kadın Nobel ödülü aldı. (Der Spiegel, sayı 42, sh. 72, 2001)
TÜRKİYE’DE KADIN OLMAK
Eğitimde karnemiz hiç iyi değil. Özellikle kadınların eğitimi konusunda oldukça kötü bir karneye sahibiz. Kadınların durumunu yansıtan bir istatistik, yolun neresinde olduğumuzu çok net olarak ortaya koyuyor. Kadınlarımızın: % 1.9 üniversite mezunu % 6’sı lise mezunu % 28’i okuma yazma bilmez % 25’i ailesi tarafından okula gönderilmemiş. Eğitim görenlerin: % 28.6’sı teknik alanda % 65’i dil ve edebiyat alanında eğitim görmüş. % 29.6’sı dayak yiyor. % 50’si haklı sebepler olursa dayak yenebileceğini savunuyor. (Türkiye’de Kadın Olmak, 25. 4. 2002, Internet bilgisi) Kadınlarımız, özellikle daha iyi para kazandıran bilgisayar, matematik, kimya ve fizik mühendisliği gibi alanlarda yoklar. Bu alanlarda erkek hakimiyeti var.
TÜRKİYE’DE ÇOCUKLARIN EĞİTİM DURUMU
Kızlar, okullarda fizik, kimya, matematik, spor, el işi, bilgisayar alanlarında genel olarak erkeklerle yarışmayı göze almıyor. Yarış olduğunda geri çekiliyorlar ve hakimiyet erkeklere geçiyor. Halbuki kız okullarında öğrencilerin bu dersleri kendi aralarında yarışırken başarılı olduğunu gösteriyor. Bizde yönlendirme bir tarafa çocuk eğitimden sınıfta kalmış durumdayız. Bir araştırmaya göre çocukların: % 29 okula gitmiyor. % 38’i cinsel istismara uğruyor. % 21’i okuma yazma bilmiyor. 20 bin çocuk sokakta. Her yıl 125 bin çocuk okuma yazma öğrenmeden zorunlu eğitim çağının dışına çıkıyor. 6 milyon çocuk çalışıyor. (Karma Eğitim. S. 150.)
YEDİ TEPE ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMASINA GÖRE CİNSEL TACİZ
Karma eğitim, okullarda cinsel tacizlere de yol açıyor. Bu konuda ülkemizde de yapılan araştırmalar var. 17-27 yaşları arasındaki 532 üniversiteli kız öğrenci üzerinde yapılan araştırmalara göre kızların: % 32’si tecavüze uğramış. Oran 1/3. (Zaman, 6.01.2002) Almanya’da bu oran, % 25. ( 10.01.2002 tarihli Spiegel Online) Ülkemizde kadınlar, % 34 oranında fiziksel tacize uğruyor. Fransa bu oran % 95. Amerika’da ise bir yılda 4 bin kadın dövülerek hayatını kaybediyor. 4 milyon kadın eşinden dayak yiyor. Her 15 dakikada 1 kadın tecavüze uğruyor. ( Vakit, 8 Mart 2002) AMERİKA’DA A. E CASEY Vakfı Araştırması: İlkokul ikiden lise sona kadar 4.200 öğrenci üzerinde yapılan araştıramaya göre kızlar: % 39 oranında her gün tacize uğruyor. % 29’u en az haftada bir taciz görüyor. % 89 oranında kız öğrenci, lâf veya geriden hareketle okulda tacize uğruyor. 13-19 yaş grubu arasında bekar kızların doğum oranında % 16 artış olmuş. İdareye şikâyet halinde takip oranı % 55. (Vakit, 12 Mart 2001)
ERKEK ÖĞRENCİ GİREMEZ
Batıda eğitime yaklaşma biçimi ideolojik değil, pragmatik. Karma eğitime bir dizi tepki var. Orada zaten özel okullar ve kilise okulları ayrı eğitim veriyor. Meselâ, Amerika’daki Wellesley Kız Üniversitesi ve diğer kız okulları, bu araştırmalardan sonra öğrenci akınına uğradı. Bu üniversitede Amerika’nın eski First Lady’si Hillary Clinton ve ABD dışişleri eski bakanı Madeleine Korbel Albright, ünlü artist Ali McGraw gibi ünlüler öğrenim görmüş. Wellesley Kolejinin, Amerika’nın Harvard ve Yale gibi diğer süper üniversiteleri arasındaki tek bir fark var: “Wellesley’e erkek öğrenci giremez. Kolej, bir bayanlar üniversitesi.” Amerika’da bugün 84 bayan üniversitesi bulunuyor. Şu sıralar bu okullar, öğrenci akınına uğruyor. Çelik şehri Pittsburg’da bulunan Chatham Koleji’ne bu yıl müthiş bir akın var, öğrenci sayısı geçen yıla oranla % 30 arttı. Federal Devlet North Carolina’da bulunan Salem Coleji’ne 1990 yılına oranla % 70 oranında daha fazla kız öğrenci baş vurdu. Aralarında Wellesley’in bulunduğu, geleneksel zenginlikleri bulunan “Yedi Kardeşler Kız Üniversiteleri”ne baş vuran öğrenci sayısı, genel olarak iki kat arttı. Bu okullarda aşağı yukarı 20 bin öğrenci okuyor.